Emel KALINKILIÇ
Çocuk hakları günü üzerine düşündüm bugün biraz… Üzüldüm böyle bir gün olduğu için. Çünkü bu tarz günler, o konuda bir problem olduğunu gösterir aslında.
Kadınlar günü… Çocuklar günü… Erkekler günü yok niyeyse Yapmadığımız bir şeyi yapmayı, fark etmediğimiz bir şeyi hatırlatmayı amaçlar sanki bu ilan edilmiş günler. Hani sanki sen zaten yapıyor/ biliyor/ hatırlıyor olsan gerek olmayacak gibi. Üzülürüm o yüzden de böyle bir güne ihtiyaç duyuyor oluşumuza. Hele bir de bu gün çocuklara dairse daha bir artıyor üzüntüm, duyarlılığım. Kendi çocuğumu düşünürüm bir, bir de yoksul bir köyde, sekizinci çocuk olarak doğmuş bebeği… Bir kendi çocuğuma sağladığım olanakları düşünürüm, bir o çocuğun hayatını… Aldığım oyuncakları, giysileri… Tanıdığım hakları, sevgiyi… İçim acır, üzülürüm. Keşke derim, keşke çocuk sahibi olmak belirli kurallara bağlansa… Bir okulu/kursu olsa öncelikle. Çocuk sahibi olmak isteyen herkes o eğitimi almak zorunda olsa… Hatta sınavına girip sertifika alsa. Sertifika verilirken de sadece bu eğitim değil, tüm yaşam koşulları değerlendirilse…
Yani sadece kursu geçti diye yedi çocuğu olan bir adama da sertifika verilmese… Keşke… Keşke emin olsak dünyaya gelen her çocuğun sevileceğine… Sevgiyi doya doya koşulsuz şartsız yaşayacağına… Korunacağına, iyi bakılacağına, iyi yetişeceğine… Keşke… Keşke her ana baba kabul este ki, her çocuğun koşulsuz şartsız, 1. Sevilmeye 2. Korunmaya 3. Beslenmeye 4. Saygı görmeye 5. Dinlenmeye 6. Eğitilmeye 7. Karar verebilmeye hakkı ve ihtiyacı vardır. Keşke… Sonra düşündüm, bir anne olarak ben çocuğuma hangi hakları tanıyorum diye … 1. Sevilmeye hakkı var. Sevgiyi kimden, ne zaman, ne kadar isterse almaya hakkı var. 2. Sarılma, dokunma gibi temasları, kimle ne kadar isterse yaşamaya hakkı var. (alışverişte bir elinde çanta bir elinde alışveriş arabası olsa da annenin kucağına çıkmak gibi, ya da anne pc başında yazı yazarken araya sıkışa sıkışa gelip kucağına oturmak gibi)
3. İstemezse bize sevgi gösterisinde bulunmamaya hakkı var.( sarılmak istediğimizde “bıyaatt” deyip itme gibi) 4. Misafir geldiğinde cici kız olmamaya hakkı var. (kendini öptürmek ya da öpmelerine izin vermek zorunda değildir) 5. Anneye itiraz etme hakkı var (ki bu hakkı, hakkını vere vere kullanır!) 6. Babaya itiraz etme hakkı da var (bunu da ihmal etmez) 7. İstemezse kendisini öptürmemeye hakkı var (bazen gezerim peşinde bir öpücük ver diye, ı-ıh, istemiyorsa göz teması bile kurmaz) 8. Yanına fazla sokulmuşsak “diiit” diiitt” diye bizi itme ve kişisel alanına sahip çıkma hakkı var. 9. Oyuncaklarını istediği yere dökme hakkı var. (toplama hakkı da var ama bu hakkını pek kullanmaz) 10. Oyuncaklarını dilediği gibi kurcalama, bozma, itme, dürtme hakkı var. (o kafamıza atma hakkı olduğunu da sanıyor) 11. İstemediği yemeği yememe hakkı var. (bu da çok sık kullandığı bir hakkıdır) 12. Hasbelkader yediği ama sonra pişman olduğu yiyeceği, nereye düştüğüne bakmaksızın ağzından çıkarma hakkı var. (beyaz bir halının üstünde duruyor olmak, ya da annenin kucağında olmak bu hakkı kullanmasına engel değildir) 13. Canı istediği an istediği yerde çişini-kakasını yapma hakkı var.(dar bir zamanda, tüm dirençlerine rağmen onu giydirmiş, kendiniz de giyinmiş ve tam kapıya gelmişsinizdir. Bir bakarsınız ki olduğu yerde durmuş donuk donuk bakıyor! Anlarsınız ki yine kaka saati!) 14. Dişlerini kendi seçtiği yerde fırçalama hakkı var. (diş fırçalama yeri olarak klozet ile çöp kutusunun yanındaki aralığı seçti!) 15. Annesinin ilk üç çekmecesini karıştırmaya hakkı var.(tüm önemli malzemeler dördüncü çekmeceye ziplendi) 16. Annesinin gözden çıkardığı rujlarını parmaklaya parmaklaya rezil etme hakkı var(fırsat bulunca da kendi ağzına sürmeye) 17. Annesinin kremlerin vücudunun uygun bulduğu yerlerine sürmeye hakkı var (göz kremini poposuna sürmekte bir sakınca görmez) 18. Buzdolabının ulaşabildiği raflarını karıştırmaya, yiyeceği şeyi seçmeye hakkı var (dolabın kapağı kapanıp da arasına sıkışıp ciyaklayana kadar) 19. Mutfak çekmecelerini (yine ilk üçünü) istediği gibi karıştırma ve dökme hakkı var (boyu biraz daha uzayınca dördüncüye de ulaşacak, bıçakları nereye koysam…) 20. Mutfak dolabındaki tencere tavalarla istediği gibi oynamaya hakkı var (annenin kafasına atmadığı sürece) 21. Gece canı istediği bir zamanda anne-babanın yatağına gelme hakkı var (kendi hacminin üç katı yer kaplayıp, sizi sıkıştırıyor olması onun için sorun teşkil etmez) Hadi sizler de düşünün… Sizin çocuğunuzun nelere hakkı var? Her çocuğun temel hak ve özgürlüklerini doyasıya yaşayabileceği güzel yarınlara…
20 KASIM 2008 www.birmilyonkalem.com da yayınlanmıştır.